23 Haziran 2010 Çarşamba

Öğrencilik Hayatı vs İş Hayatı

Bu gün bir acı gerçekle daha karşılaştım: Öğrencilik hayatı bazen iş hayatından daha hoş olabiliyor. Benim için bile! Ben okuma-yazma öğrenince okul bitecek zanneden bir tip öğrenciliğimin bir an önce bitmesini istiyorum; fakat bu gün hayatımda ilk defa öğrenci olmanın bir yararını gördüm!!!



İlk önce başıma bugün gelen bir olayı anlatayım. Sonra da maddeler halinde bu 2 hayatı çiçeği burnunda bir stajyer olarak karşılaştıracağım.

Saati sabah 7:25'e kurmuştum. Yani dün gece en son öyleydi :). Sabah kalkıp duşumu alıp, bir güzel kahvaltımı hazırlayıp çayımı içip şirkete gidecektim; evdeki hesap her zaman ki çarşıya uymadı. Ben kalktığımda saat 8:33 idi. Duş almayı bırakın benim şirkette olmam gerekiyordu. Kurallar gereği 8:30-9:00 arasında şirkette bulunmam gerekiyordu. Acele hazırlandım ve gittim. Saat 9:03 sularında şirketteydim. Bir sorun çıkmadı :). Unutmamak lazım ilk intiba önemlidir. Öyle hemen geç kalan bir stajyer izlenimi vermek istemem. Bu yaşadığım olay bana öğrencilik hayatının aslında güzel bir hayat olduğu gerçeğini yüzüme bir tokat gibi vurdu! Bunu okuyan ve beni tanıyanlar derin nefes alın ve bir yere oturun. Çünkü hayatımda ilk defa öğrencilik hayatını öveceğim: (Bu yazıyı kalp hastaları, hamileler ve 18 yaşından küçükler okumasın lütfen :D)



Öğrencilik hayatının iş hayatına karşı olan olumlu yanlardan bir kaçı:



1) İş hayatında her iş günü sabahın köründe kalkmak zorundasınız: Bu gün tam olarak başıma gelen olay buydu. Normalde alarmı yanlış kursaydım ve geç kalacak gibi olsaydım; aman bir arkadaştan zaten not bulurum. Bu gün de derse gitmeyivereyim der ve uyumaya devam ederdim. Sonuç olarak büyüme döneminde değil miyiz? Bizim uykuya ihtiyacımız var :P ; fakat iş hayatında ne oluyor kalkmak zorundasın! Kalkamazsan iyi bir mazeret bulmak zorundasın! Bulamazsan her türlü cezaya katlanmak zorundasın! Bunlar istemli olmasa da hayatımızı devam ettirmek için yapmamız gerekenler. Sabah kalk işe git eve gel yat uyu. Şeklinde rütin bir hayat.



2) Arkadaş ortamı: Ben özellikle kampüste yaşadığımdan dolayı; istediğim an bir sürü arkadaşım oluyor kahve, çay içmeye muhabbet etmeye (popüler olduğumdan değil de öyleyim işte :P). İş hayatında durum ise biraz daha karışık. İş hayatında 3 çeşit insan vardır: Bekarlar, evli ve çocuksuzlar ve evli ve çocuklular. Şimdi bekar olanlar bekarlarla takılmak zorunda ki tek başına evde kalmak zorunda olmasınlar iş çıkışında bir şeyler yapsınlar takılsınlar, evli ve çocuksuzlar evlerine gidecek rütin bir hayata devam edecekler; ki çok büyük bir ihtimalle televizyon karşısında uyuyakalacaklar. Evli ve çocukluların durumu daha vahim; onlar bir de çocuklarının ödevlerine yardım edecekler, yemek yedirmeye çalışacaklar, uyutmaya ikna etmeye çalışıcaklar. Öğrencilikte sadece kendimizden sorumluyuz ve sıkıldığımızda yanımızda olan bir çok insan var (Üniversite arkadaşlarım size teşekkürü buradan bir borç bilirim (anlayan anladı)).



3) Fatura derdi: İş hayatı demek aileden artık ayrı takılıyorsunuz demek ve ailenize kendi ayaklarınızın üstünde olduğunuzu göstermeniz demek. Bu da ne anlama geliyor? Ödenecek bir sürü fatura! Evet, öğrencilik hayatında ekmek elden su gölden mutlu mesut yaşıyoruz. Belki belli limitler içinde yaşıyoruz ama hayatımızı yaşıyoruz ya! İş hayatında ise sorumluluklarımız artıyor; mesela fatura ödenmezse elektrik kapanır, su kapanır eeee ne yapıcaksın? Gururunu yere atıp aileni arayıp para mı isteyeceksin? Bu durum öğrencilik hayatında gurur kırıcı değildir. Çünkü bir maaşa bağlı değilizdir; amma lakin iş hayatında kendimizi idare etmek zorundayız.



4) İş hayatında hep tam not almak zorundasınız: Bu maddeyi teyzemden esinlenerek yazıyorum. Bir gün öğrencilikten yakınırken bana geldi ve şöyle dedi: "Özge derslerden tam not almayarak da geçebilirsin; ama iş hayatında hep 100 almak zorundasın". Bu gün stajda da bunu gördüm. İş hayatının hataya toleransı çok ama çok az. Eğer bir hata yaparsanız; o hatayı açıklamak zorundasınız! Öğrencilikte öyle değil. Bazen yeri geliyor 40 alarak geçiyorsunuz. Bu da acı bir gerçek sevgili öğrenci arkadaşlarım;).


5) İş hayatı demek olgun görünmek demek: Öğrenciyken her türlü çılgınlığı yapabilirsiniz. Öğrenci genç tabi derler geçer giderler. Yaptığınız rezilliği çabucak unuturlar. İş hayatında ise ne kadar çocuk ruhlu olsanız bile belli yerlerde hep olgun görünmek zorundasınız; bazen çocukluğa yer yoktur ve bir süre sonra o olgunluk kıyafeti üstünüzden çıkmamaya başlar ve bir anda kendinizi aynada çok değişmiş olarak görürsünüz. Bu yönden de öğrencilik hayatı iş hayatına malesef fark atıyor.



O yüzden de diyorum ki: Zaman geçmesin okul bitmesin! Asıl hayalim ise: Hep bahar havasında yaz tatili olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder