Hayatta başarıyı yakalamış birine sormuşlar: "Bu başarıyı nasıl elde ettiniz?"
Adam cevap vermiş: "Doğru kararları vererek"
Tekrar sormuşlar: "Doğru kararları nasıl verdiniz?"
Adam cevap vermiş: "Yanlış kararlar vererek..."
Bu yazıyı aslında yazmamam lazım; ama kendimi tutamadım...
Benim hayatımdan bir sürü insan geldi geçti... Hala hayatımda olan insanlar var... Bazıları kötü günlerimde yanımda oldu bazılar iyi günlerimde; bazıları ise sadece selam verdi... Bazıları ise arkamdan konuştu... Yukarıdaki olay da böyle birşey etrafımızdaki doğru insanları ancak yanlış insanları bularak buluruz...
Dostluk... Şu anda yazdığım yazının konusu bir dostum hakkında... Diğer dostlarım alınmasın; ama herkes biliyor ki o benim için bir ilk... Bu yazım Şeyma Doğramacı için...
O kadar yazı yazdım zor sınavlarda yazdığım makaleler dahil. Hiç bu kadar tutulduğumu bilmiyorum... Seninle yaşadıklarımız hep gözümün önünden geçiyor... 17 yıllık bir dostluk... Dün senin değerini bir kez daha anladım...
Tanıştığımızda daha çok küçüktük. Kötülük, kıskançlık, kin bilmeyen iki kız... Belki de bizi birbirimize bu kadar bağlayan ikimizin de kişiliğinin hamurunu birbirimizin şekillendirmesi. İstediğimiz gibi... Birbirimizin içinden geçenleri biliyoruz... En güzeli de birbirimizin arkasından kötü bir biçimde konuşmak karşısında ölümcül bir hastalıkmış gibi davranmak ve o hastalık bize bulaşmamasını sağlamak...
Düşündüm, taşındım... Seninle dostluğumu ancak şöyle anlatabilirim. "........" bir boşluk; bu öyle bir boşluk ki bütün güzel şeyler içine girip yerleşiyor; ama kötü şeyler giremiyor, o boşlukta sadece güzel şeylere yer var. Geçen gün senin de bana yazdığın gibi sen olmasaydın hayatımda; hayatımın ortasında bir kara delik olurdu.
Bana hayatta "dostluk" diye bir kavram olduğunu her daim hatırlattığın için çok teşekkür ederim. İyi ki varsın, iyi ki dostumsun...
Maşallah diyim.
YanıtlaSilKıskandım
bir bahçede açmış iki gül gibi
kırmızı&beyaz