2 Ocak 2011 Pazar

Sıfır Kilometre Bir Yıl...

2010 bitti, 2011 başladı. Seneye bu zamanlarda 2011 bitecek ve 2012 başlayacak...
1 ay boyunca insanların yeni yıla karşı nasıl hazırlandıklarını inceledim. Hediyeler almalar, çam ağaçları, süsler, yemek rezervasyonları, partiler, ne giyeceğim telaşı vs. vs. Bütün amaç 10'dan geriye doğru teker teker saymak ve "oleeeeyyyy yeni yıııl" diye bağırmak. Bu yeni yıl durumları bana o kadar ilginç geliyor ki... Kiminiz bu yazıma kızabilir; ama bir de benim açımdan düşünün bakalım. Benim gözümden yeni yıla giriş;

1) Yeni yıla nasıl girilirse bütün yıl öyle geçer: Yok öyle birşey inanmayın! Kim çıkardıysa sizi fena halde kandırmış sonra da şaka demeyi unutmuş. Çocukken ben de inanıyordum buna o yüzden de hep yeni yıla gülümseyerek mutlu bir biçimde (!) girmeye çalışıyordum. Bütün yıl mutlu oluyor muydum? Tabiki hayır. Yeni yıla mutlu girmek sınavdan 100 alacağınıza, maaşınıza %100 zam geleceği anlamına gelmiyor.Aksine genelde bu konularda hayal kırıklığına uğruyoruz. Bu gerçekle karşılaştıktan sonra kendi kendime düşündüm. Acaba hangi yeni yıl'a göre uyum sağlamalıyız. Belki de Avustralya'daki yeni yıla nasıl giriyorsak bütün yıl öyle geçiyordur. Nereden bilebiliriz ki? Belki Japonya'da yeni yıl kutlanırken uyuyoruz diyelim, bu bütün yıl boyunca uyuyacağımız anlamına mı geliyor? Bu mantıkla devam ederseniz yeni yıla nasıl gireceğinizin aslında önemi olmadığını görürsünüz.

2) Bir yerde eğleniyor olma zorunluluğu: Yeni yıla girmek demek; o gece eğlenmek zorundasın demekle hemen hemen aynı anlama geliyor. Yeni yılda evde oturanlara: "Ayyy çok banal, ne sıkıcısın!" denilerek mahalle baskısı yapılıyor. Evde huzurlu huzurlu oturmak varken bu insanlar da zorla dışarı çıkartılıyorlar. Sonra ne mi oluyor? Bir sürü masraf, bu da yetmezmiş gibi genelde parayla rezil olma. İçki içiliyorsa ertesi gün ciddi bir baş ağrısı, mide bulantısı ve yeni yılın ilk gününün heba olması. Bu ne kadar mantıklı sizce? Bu yüzden lütfen evde huzurlu ve mutlu bir biçimde yeni yılı karşılamak isteyenlere tepki göstermeyiniz. Onlar sıkıcı insanlar değil aksine çok mantıklı insanlar (Kendim diye söylemiyorum). Özellikle İstanbul'da yaşıyorlarsa çok daha mantıklılar. Çünkü, İstanbul'da dışarıda yeni yıla girmek için çok dikkatli olmak gerekir. Kadınların çantalarına sıkı sıkıya yapışması, erkeklerin cüzdanlarına sahip çıkması gerekir ki bir de o kalabalık arasında arkadaş grubundan ayrılmamak gerekir. Bu yüzden de stres dolu bir gece yaşanır. Benden söylemesi ev sizin değilse yakınların düzenlediği ev partileri en güzelidir... En azından sıcak bir ortam olur ve eviniz dağılmaz.

3) Talih Kuşu: Bu dönemde kuş pislikleri neredeyse mübarek sayılır. Eğer kuş birini pislediyse, o kişi kesinlikle milli piyango bileti almalıdır. Çünkü, kuş pisliği uğur demektir ve milli piyango'dan yüksek miktarda bir para çıkacaktır. Öyle midir? Tabiki hayır? Martıların ve güvercinlerin bolca olduğu bir yerde yaşıyorsanız, zaten bu durumlar karşılaşmanız kaçınılmazdır; ve bu durum da sizin milli piyango'dan ikramiye alacağınız anlamına gelmez. Bu yüzden lütfen böyle şeylere kanmayın. Bu zamana kadar büyük ikramiyeyi kazanan birinin ağzından; "Kuş pisledikten sonra bilet aldım; sonra da kazandım" sözlerini duymadım. Bunu bir düşünün... Belki seneye kuş pislediğindeb bilet almazsınız...



4) Hediye sorunu: Bildiğiniz gibi yeni yıla girerken doğum günleri, anneler günü ya da sevgililer günü gibi sadece 1 kişiye hediye alıp kurtulamıyorsunuz. Yeni yılda herkese hediye almanız gerekiyor; bu durum da doğal olarak bütçeyi ciddi bir biçimde etkiliyor. Bu dönemde genelde kendinize bir şema çizmeniz gerekiyor; bu şemaya da "yakınlık şeması" diyorum ben. Yakınlık şeması şöyle birşey. Mesela dostunuz en yakınınızdır ama arkadaşınız değildir. Bu yüzden dostunuza hediye alırsınıuz; arkadaşınıza almazsınız. Bu da arkadaşınızda hafif bir kırgınlığa yol açabilir. Bu gibi durumlardan kaçmak için en güzel yol herkesle anlaşıp; kimsenin birbirine hediye almamasını sağlamaktır ya da en temizi yakın arkadaş grubu arasında kura çekmektir. Yoksa bu işin içinden çıkılmaz benden söylemesi...

İyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık. Yeni yıl yeni sayfa demek midir tartışılır; ama bence süper bir yıl geçirenler sayfayı çevirmesin devam etsin, kötü bir yıl geçirenler sayfayı çevirip tertemiz bir sayfaya ilk kelimelerini yazsınlar. En kötü yılınızın bile en iyi yılınız kadar iyi geçmesi dileğiyle iyi yıllar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder