Apartmanda yaşamak aslında düşünülenden daha kompleks bir eylemdir. Apartmanda yaşamanın da belli başlı kuralları vardır. Şöyle özetlemek gerekir; odalar hücrelerdeki organellerdir, evler hücrelerdir ve apartmanlar hücrelerin birleşmesiyle oluşan organlardır. Hücrelerin de bilindiği gibi birbirleri içinde koordine olması gerekmektedir. Bu da apartmanda yaşayan insanların birbiri içinde uyumlu olması demektir. Şimdi maddelerle o uyumların nasıl olduğunu anlatacağım:
1) Asansörlerde sosyal olma fobisi: Malum artık nüfus çok arttığı için o eski komşuluk ilişkileri kalmadı. Normalde çok sosyal olan insanlar asansörde dilsizmiş gibi olurlar. Belki bir iyi günler çıkar ağızlarından. Belki onu bile söyleme nezaketinde bulunmazlar. Bir de ayna fobisi vardır. Normalde tek iken durmadan aynada saçını, üstünü başını düzelten kişiler birisi asansöre bindiğinde bırakın aynaya bakmayı bazıları saatine bile bakamazlar hareket etmekten korkarlar asansör düşecekmiş gibi davranırlar. Gözler asansörde değişen sayılara dikilmiştir. İstenilen kata bir türlü gelinmez sanki zaman durmuştur. El kol nerede durmalı gibi düşünceler geçer akıldan. Bir gerginlik bir stres. Halbuki orası sadece asansör. Kimse birbirini yemez orada. Korkacak bir şey yok. Bir de elektrik kesilirse ne olacak? Karanlıkta kalan yabancılar. O zaman daha bir gerginlik başlar. "Ne yapmalı? Konuşmaya kim başlasın acaba?" gibi içten bir sürü soru geçer. Elbette birisi başlar ve komşuluk da başlamış olur ve böylece bir anı olur. Benden tavsiye asansörde bir gülümsemenizi eksik etmeyin. Belki yeni dostluklar başlar belli mi olur?
2) Ev alma komşu al: Atalarımız zamanında böyle bir söz söylemişler. Çok da doğru demişler. Çok gürültü yapan bir komşunuz varsa inanın eviniz isterse dünyanın en güzel manzaralı yerinde olsun hiç bir değeri olmaz. Bu yüzden de bir eve geçmeden önce komşularla görüşmek gerekir. Bazı insanlar çok sosyaldir her hafta sonu parti verirler; ya siz bu işlerden hoşlanmazsanız! Her hafta sonu gürültü mü çekeceksiniz? Bu yüzden bu konuda çok dikkatli olmak gerekir ya da önleminizi alacaksınız kulak tıkacı almak gibi ya da tüfek alıp korkutmak da bir çözüm.
Gürültü yapanların dışında balkondan hayatında hiç kültablası görmemiş gibi davranan insanlar vardır.Bunlara artık diyecek söz bulamıyorum. Bu insanlar sigaralarının küllerini itina ile yere doğru savururlar ve bilin bakalım ne olur? Sizin balkonunuz kül içinde kalır ve çok büyük bir saygısızlığa uğramış olursunuz. Bir de halı çarpanları vardır. Bütün toz içeri girer hele bir de yaz ise tadından yenmez. O halının bütün tozu evin içinde buluverir bir anda kendini.
3) Park yeri sorunsalı: Artık yeni yapılan apartmanlara bodrum kat şeklinde park yeri yapıyorlar; park eskisi gibi sorun olmuyor; ama eski apartmanlar? Bazı apartmanlar yapılırken belki araba bile icat edilmemişti. Bu yüzden de park baya bir sorun olmaktadır. Bazılarının büyük arabaları vardır bazılarının küçük; önemli olan arabanın markası değil kullananın nasıl park ettiğidir. Bazı apartma sakinleri bütün park yeri tapulu malıymış gibi davranaraktan arabalarını neredeyse "3" arabanın park edecebileceği yere park ederler. Ben bunun normal park etmekten daha özel bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Arabanın hacmini maksimum kullanmak demektir bu. Bu da emek ister. Benden size tavsiye artık bu rahatsızlığı küçük bir işlemle anlatabiliyorsunuz. Kötü park eden arabaların sileceklerini kaldırın. Kesinlikle işe yarayan bir yöntem.
4) Dairelerin kapılarının önü: Buralarda genelde paspaslar bulunur. İşte ayakkabının altı çamurlusuysa çamuru gitsin gibilerinden. Bazıları işi abartır; kapının önü de benimdir felsefesi ile yaşar. Ne kadar ayakkabısı varsa kapının önünde bırakır. Siz kapının önünden geçerken küçük zıplayışlarla geçersiniz; hoş size de spor olur. Tabi spor yapmak ister misiniz o da ayrı konu? Lütfen bu konuda hassas olalım. Kapının iç tarafında çok güzel dolaplar olabiliyor ayakkabılar için. Onları kullanalım.
5) Ev içinde yapılan çalışmalar: Hiç kimse matkap sesinden hoşlanmaz. Bu konuda anlaşalım. Bu yüzden de pazar günleri sabahın erken saatlerinde lütfen duvar delme gibi işlemlere girmeyin. Çünkü, insanlar uyuyo olabilir? Duvar kaçacak değil ya. O yüzden lütfen bekleyin öğleden sonrası saatlerinde yapın. Gerçekten çok içten bir ricadır bu.
Aynı çatıda yaşamak da belli başlı sorumluluklar gerektirir. Lütfen size yapılmasını istemediğiniz şeyleri siz de başkasına yapmayın.
HA_Rİ_KA_SIN SENİ DE YAZILARINIDA ÇOK SEVİYORUM. BU ARADA TRANSFERDE OLMUŞSSUN KUTLARIM; HA BİDE AYRAN KESMEZ BENİ NE O ÖYLE ÇABUCAK İÇ TE GİT DER GİBİ ÇAY DEMLERSİN Bİ ZAHMET ,Ppp
YanıtlaSil:))) her zaman beklerim çaya da kalmaya da :) teşekkür ederim beni çok mutlu ettiniz :)
YanıtlaSil