18 Ağustos 2010 Çarşamba

Türkler İnsan Klonlamayı Başarırsa...

Klonlamak, son yıllarda baya revaçta olan bir konudur. İleri teknolojisi olan ülkeler insan klonlama konusunda çok ciddi rekabet içindeler. Hatırlarsanız; Dolly vardı klonlanan kuzu... Hatta klonlanan kedi bile var; fotoğrafını bizzat gördüm. Klonlama işine para ayıran ve emek harcayan ülkeler var. Yani bu işi baya ciddiye alıyorlar. Türkler ise henüz bu teknolojiden haberleri yokmuş gibi davranıyorlar. Bırakın kuzu, kedi klonlamayı sivrisinek bile klonladıklarını duymadım. Bu gün size hiç oluşturulmamış bir senaryo yazacağım. Ya Türk Bilim Adamları insan klonlamayı başarırsa? Sizce dünya çok ilginç bir yer haline gelmez mi?  Maddelerle senaryom:

1) İlk faydalanacak insanlar politikacılar: Biliyorsunuz ki siyasete atılan bir politikacı ciddi bir olay patlak verene kadar ya da ölene kadar siyaseti bırak(a)mıyor. Bence, koltuk sevdası dedikleri tam anlamıyla bu. Bu yüzden de diyorum ki Türkler insan klonlamayı başarırsa belli bir koltuğa oturmuş siyasetçiler (!), koltuğu bırakmamak pahasına parasının son kuruşuna kadar bu teknolojiye yatırım yapacaktır. Okul, hastahane neymiş ki bizim o politikacıya ihtiyacımız var! E insan da ölümlü olduğuna göre ölümsüzlük formülü gibi algılanan klonlanmaya ciddi paralar aktarmak lazım ki o politikacı hep hayatımızda kalsın, bizi aydınlatsın. Bu yüzden de bence, insan klonlama miladından sonra halk değişir, meclistekiler, televizyondakiler değişmez. Hep beraber rütin bir hayata bağlarız. Ruhsuzlaşırız, sinirlenmeyi bırakırız...


2) Asosyalleşme başlar: "Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin" cümlesinin çok söylendiğini duyuyoruz. Artık hiç kimse birbirine güvenemez oldu, benim benden başka dostum yoktur felsefesi dönmeye başladı etrafta. Bu yüzden de insan klonlamanın icat edilmesiyle birlikte insanlar ne yapar eder parasını biriktirip kendilerini klonlatırlar ve kendi kendilerinin arkadaşları olurlar. Bir de şöyle tipler vardır etrafta: "Çok şanslısın, keşke benim kaşıma da benim gibi, biri çıksın" diyenler. Bu insanlar politikacılardan sonra kendilerini klonlatacak egosu tavan yapmış insanlardır.
Bir de klonlanma arttıkça çok farklı bir sorunla karşı karşıya kalırız. "Hangisi orijinal acaba?", düşünsenize sırrınızı paylaştığınız biricik dostunuz ya o değilse... Bence büyük bir kaos yaşatır bize. Bu yüzden de diyorum ki taklitlerden sakınınız..

3) Devlet işe el atar: Sizce kambersiz düğün olur mu? Eeeee olmayacağına göre devletsiz de klonlanma olmaz. Devlet doğal olarak pat diye klonlanma ile ilgili yasalar çıkaramaz; millet yasalar çıkana kadar o boşluğu hemencecik değerlendirip kendini klonlatmaya çalışır.  Sonra devlet işe el atar ve vergi getirir. "Klonlanma vergisi"; ama buraya ek bir not düşmek istiyorum: "Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı!" Klonlanma vergisi paşa paşa ödendikten sonra sıra bu işin prosedürüne gelir. Tabi bu prosedür de devlet adamları kendilerini klonladıktan sonra olur. Devlet, bir sürü kağıt ister ve klonlanma işini baya bir yokuşa sürer. Zaten insanın kendini klonlatmasının diğer amacı da budur; yeni klonlanmış insanı kendi yapması gereken yığınla bürokratik işlerle yapayalnız bırakma ve keyfine bakma...

4) Dünyayı ele geçirmeye çalışırız: Biliyorsunuz ki, Türkiye'den yurtdışına özellikle de Almanya'ya göç eden çok. Hatta "Alamancı Türkler" diye de bir tabirimiz vardır. Şimdi sorarım size "Alamancı Türkler"in Türkiye'de yaşayan Türkler'den neyi eksik? Tabiki onlar da kendilerini klonlatma hakkına sahipler. Hele de yurtdışında hayat yalnız başına çekilmezken. Türkiye'de klonlanma arttıkça "Bir Türk dünyaya bedeldir" sözüyle çıkar diğer ülkeleri sömürgemiz haline getirebiliriz.

5) Farklar arasında problemler ortaya çıkmaya başlar: Bir süre sonra klonlanan insanların klonları kendilerinin sömürüldüğünü hissederekten, isyan etmeye başlarlar. Bu sorunada hükümetin müdahale etmesi gerekebilir ve bu müdahalenin ismi de "Klon Açılımı" olabilir. Bu açılımı ilk başta hükümet dahil kimse anlayamaz; ne yapıyoruz acaba biz derler. Sonra yavaştan, bir yerlere gelmiş meslek gruplarıyla konuşurlar bir anlam katmaya başlarlar. Sonrasında ne olur bilemem ama; basını oyalayacak yeni bir terim çıkar literatüre.

Türkiye'nin bir yanı tembelleşirken kalan kısmı da şu an ki gibi olur. Nüfus patlamasından bahsetmiyorum bile. Kahvelerde ciddi bir artış olur. Çaycılar servetlerini 2'ye katlar. Hatta kahvelerdeki oyunların olimpiyatları çıkar. Her yıl Dünya Okey ve Pişti Olimpiyatları olduğunu düşünsenize... Okeyde taş çalan diskalifiye ediliyor. Şampiyonun çıktığı ve aynı zamanda da diskalifiyelerin en sık yaşandığı milleti de söylememe gerek yok diye düşünüyorum.

Bence şu an düzenimiz iyi. Türk Bilim Adamları aynen bu şekilde devam etsinler. Ne gerek var klonlanmaya öyle değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder