2008 yılında bir öğrenci programı ile yurtdışına çıktım. Gideceğim ülke Amerika olduğundan doğal olarak vize almam gerekti. Amerika'ya gitmeye karar aşamasından pasaportumda vizemi görene kadar geçen süreçte çok şey öğrendim. Öğrendiğim ilk kurallardan biri de "yurtdışına zorunlu olmadıkça çıkma!" idi. Çünkü, vize için gereken belgeler için muhtemelen bir orman bitiriyoruz yani Türkiye içten içe çöl oluyor! Malum küresel ısınma pardon küresel iklim değişikliği yaşıyoruz! Yani ben bu kadar belge toplamanın yani vize almanın tam anlamıyla özel hayat ihlali olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de gitme kararı alanların tekrar düşünmesi için bu yazıyı yazmak istedim. Karşınızda maddelerle yurtdışına çıkmak isteyen bir insanda bulunması gereken nitelikler:
1) Sabır: İlk olarak size bir soru: Yurdışına çıkmak istiyor musunuz? Bu soruya "evet, istiyorum" dışında herhangi bir cevap veriyorsanız uçak biletinizi almadan vazgeçin. Çünkü, hayatınızda yeterince sorun var ve belge hazırlamaya ayıracak vaktiniz yok! Evet, dediyseniz hazır olun, çünkü hazırlayacak bir ansiklopedi kalınlığında olacak dosyalarınız var. Kendi hayatınızın ansiklopedisi, aynı ansiklopedilerde olduğu gibi içinde hiçbir duygusal bilgi yok, sadece sizin hakkınızda somut veriler var. İşte bu yüzden de önceden de belirttiğim gibi ben yurtdışına yolculuğun özel hayat ihlali olduğunu düşünüyorum. Gitmek zorunda değilseniz gitmeyin ya da paranız varsa sizin yerinize evrakları toplayacak sabırlı birini tutun. Ha, hala ısrarcısınız ben gitmek zorunda değilim, tatil amacıyla gitmek istiyorum diyorsanız;size bir öneri Türkiye'de de bir çok gezilecek görüşecek yer var. Hatta, müjde bazı ülkelere vize kalktı! O ülkeleri tercih edebilirsiniz! Hala vize almak istiyorsanız, yanınızda kalp ve sinir ile ilgili sizi rahatlatacak ilaçlar bulundurun. Çünkü bu ilaçlara gerçekten ihtiyacınız olacak...
2) Meymenetsiz surat: Sevimli bir tipiniz varsa ve bütün fotoğraflara baş 33 derece omuza doğur eğik ve 32 diş sırıtarak poz veriyorsanız, belgeleri toplamak için bile uğraşmayın. Çünkü, size kötü bir haberim var; yurtdışına çıkamazsınız. Bunun nedenini size hemen küçücük bir örnekle açıklayayım. Yaknınızda varsa fotoğraflı vize basılmış bir pasaporta bakın ve fotoğrafı inceleyin. Sizce de hapishane kaçkını gibi durmuyor mu? Sanki yurtdışına ömür boyu hapis yatmaya gidecekmiş gibi. Dünya güzeli bile olsanız çirkin çıkarsınız arkadaş! Size vize için gereken fotoğrafın yapısını anlatayım: Uzun saçlıysanız saçlar kulak arkasında olacak, küpe bulunmayacak, boynunuz görünecek ve gülümsemeyeceksiniz. Vesikalıkta kafanı fotoğrafın bilmem kaçta kaçını kaplayacak, unutmayın ki görevliler bu kurala karşı aşırı derecede hassaslar. Hemen sizi geri yollarla ve tabiki konsolosluk karşısında bulunan fotoğrafçıda fotoğraf çektirirsiniz. Yaşadım ondan biliyorum. Bu yüzden de bence vize fotoğrafı çektiren fotoğrafçıların gerekli eğitimden geçmiş üniversite mezunu olması gerekir.
3) Umursamaz olmak: İstenilen bütün belgeleri tamamlamayı başardıktan sonra, 2. adıma geçmeye hak kazanırsınız. Bu da konsoloslukta yapılacak olan mülakattır. Terör son dönemlerde tavan yaptığı için konsolosluklar ülkelerine gönderdikleri kişilerin yüzünü görmek istiyorlar. Bu yüzden de yurtdışına gitmek isteyen zavallı (!) vatandaşlar, güvenlik konusunda Pentagon'u aratmayan konsolosluklara gidiyorlar. Bu da cep telefonu yasak, kamera, fotoğraf makinesi ve çeşitli kayıt yapan cihazlar yasak anlamına geliyor. Hatta mümkünse cüzdanınızı bile götürmeyin. Ben açıkcası kıyafetlerimizle girebildiğimize şükrediyorum.
Konsolosluğa girişten mülakattan çıkışa kadar olan süre zarfında kayıtsız olmanız gerekiyor, çünkü çoğu görevlinin duyguları yok. Çoğu yüzünüze baksa da duvara bakıyormuş gibi davranıyorlar ve belgelerinize bakıyorlar. Bu görevlilerin radar gibi gözleri vardır. Belgelerinizdeki eksikliği ya da fotoğraftaki çekim hatasını hiç tahmin edemeyeceğiniz bir hızda farkederler ve yüzünüze karşı bıkkın bir ifadeyle "Bu gün kaçıncı! Yeni fotoğraf çektirmeniz gerekiyor" der ve sizi yalnızlığınızla başbaşa bırakır. Öyle ki tekrar randevu almanız gerekebilir, bu yüzden de lütfen umursamaz olun ve sinirlenmeyin. Bu işe bulaştınız bir kere. Ben sizi baştan uyarmıştım. Unutmayın ki hayat sinirlenilmeyecek kadar güzel...
Bu yazıyı okuduktan sonra hala "Evet, evet ben yurtdışına çıkmak istiyorum!" diyorsanız, gerçekten azminize hayran kaldım. Bu azimle devam ederseniz başbakan olup vize belgeleri ile uğraşmak zorunda kalmazsınız size şimdiden iyi yolculuklar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder